Exxo
New member
Şampiyonlar Ligi’nde birinci iki maçı puansız geçen Beşiktaş, bu kümede iş yapacağına inanmıştı. En azından Sergen Yalçın bu biçimde düşünüyordu ve Ajax maçı daha sonrası bunu açık açık lisana getirmişti. Gerçekten, Teixeira ve Pjanic’in takıma dönmesi ile motivasyonu daha da artan Beşiktaş maça iştahlı başladı. Birinci 15 dakikadaki Beşiktaş baskısı Sporting savunmasını bunaltmaya başladı ve Portekiz grubu kusurlar yapmaya başladı fakat gol bir türlü gelmedi.
Sporting 3-4-3 oynayarak dizilişiyle meydan okuyor ancak maçta dengeyi kuramıyordu. Birinci çeyrek daha sonrası istikrar değişti ve bunu gerçekleştiren Sporting’in kaptanı Coates’ti. Peş peşe attığı iki baş golüyle Beşiktaş’ın tüm özgüvenini yıktı. Doğal burada Beşiktaş savunmasının inanılmaz yanlışı vardı. Birbirinin kopyası iki golde de rakip kadronun stoperini bomboş bıraktı. Daha da ilginci üçüncü Sporting golüydü. Beşiktaş atağında hakem, VAR’ın uyarısı ile maçı durdurup monitörden Vida’nın elini tespit edip Beşiktaş aleyhine golü verdi. O durum da kornerden gelen topta Coates’in baş şutunda meydana gelmişti. Yani üç korner, bir penaltı ile Beşiktaş soyunma odasına 3-1 mağlup etti.
Birinci yarıda Beşiktaş ismine akılda kalan hoşluklar; Batshuayi’nin hamle presi ve direkten dönen topu, Larin’in goldeki başa fevkalade yükselişi ve vuruşu ile Teixeira’nın sayılmayan golündeki olağanüstü vuruşu ve ona o pası atan Souza’nın zekasıydı.
Beşiktaş ikinci yarıya tutuk başladı ve kalesinde peş peşe konumlar gördü. Bunun en büyük niçini sakatlıktan dönen Pjanic ve Teixeira’nın maça yüklerini koyamaması, Ghezzal’in formsuz, Larin’in savruk olmasıydı. Bir formsuz da Sergen Yalçın’dı. Kadronun durma noktasına gelmesine karşın yanlışsız vakitte oyuncu değişiklilerini yapamadı. Ayrıyeten kornerden yenilen üç gol, taktiksel olarak kadronun maça yeteri kadar hazırlanmadığını, yanılgı yinelarında da kâfi refleksi gösteremediğini ortaya koydu.
Beşiktaş dün birinci 15 dakika haricinde tesirli değildi. Ekibin en yeterlisi kaleci Ersin’di. Farklı bir yenilgiyi önleyen isimdi. Bir de fazlaca kaçırmasına karşın gole inancını hiç kaybetmeyen ve çabayı hiç bırakmayan Batshuayi idi. Siyah- Beyazlıların maçı 3. bölgede oynama ve sonuca gitme stratejisi Şampiyonlar Ligi’nde işe yaramadı. Buna, savunma yapmayı bilmemesi, çabucak her kornerden gol yemesi de eklenince ortaya bu tablo çıktı. Sporting ikinci yarıda akan oyunda da yarım düzine gol konumu üretti, Beşiktaş bu baskıyı kıramadı, hepsi kaleyi bulan şuta dönüştü. Gerçekten Sporting’in 4. golü maç biterken geldi, Ersin bu şık vuruşta bu kere gole pürüz olamadı.
Sergen Yalçın “Buralar farklı” demişti. halbuki Beşiktaş “buralarda” hayli kısa müddet evvel kıymetli işler yapmıştı. Galiba bu arena Sergen Yalçın’a büyük geldi.
Sporting 3-4-3 oynayarak dizilişiyle meydan okuyor ancak maçta dengeyi kuramıyordu. Birinci çeyrek daha sonrası istikrar değişti ve bunu gerçekleştiren Sporting’in kaptanı Coates’ti. Peş peşe attığı iki baş golüyle Beşiktaş’ın tüm özgüvenini yıktı. Doğal burada Beşiktaş savunmasının inanılmaz yanlışı vardı. Birbirinin kopyası iki golde de rakip kadronun stoperini bomboş bıraktı. Daha da ilginci üçüncü Sporting golüydü. Beşiktaş atağında hakem, VAR’ın uyarısı ile maçı durdurup monitörden Vida’nın elini tespit edip Beşiktaş aleyhine golü verdi. O durum da kornerden gelen topta Coates’in baş şutunda meydana gelmişti. Yani üç korner, bir penaltı ile Beşiktaş soyunma odasına 3-1 mağlup etti.
Birinci yarıda Beşiktaş ismine akılda kalan hoşluklar; Batshuayi’nin hamle presi ve direkten dönen topu, Larin’in goldeki başa fevkalade yükselişi ve vuruşu ile Teixeira’nın sayılmayan golündeki olağanüstü vuruşu ve ona o pası atan Souza’nın zekasıydı.
Beşiktaş ikinci yarıya tutuk başladı ve kalesinde peş peşe konumlar gördü. Bunun en büyük niçini sakatlıktan dönen Pjanic ve Teixeira’nın maça yüklerini koyamaması, Ghezzal’in formsuz, Larin’in savruk olmasıydı. Bir formsuz da Sergen Yalçın’dı. Kadronun durma noktasına gelmesine karşın yanlışsız vakitte oyuncu değişiklilerini yapamadı. Ayrıyeten kornerden yenilen üç gol, taktiksel olarak kadronun maça yeteri kadar hazırlanmadığını, yanılgı yinelarında da kâfi refleksi gösteremediğini ortaya koydu.
Beşiktaş dün birinci 15 dakika haricinde tesirli değildi. Ekibin en yeterlisi kaleci Ersin’di. Farklı bir yenilgiyi önleyen isimdi. Bir de fazlaca kaçırmasına karşın gole inancını hiç kaybetmeyen ve çabayı hiç bırakmayan Batshuayi idi. Siyah- Beyazlıların maçı 3. bölgede oynama ve sonuca gitme stratejisi Şampiyonlar Ligi’nde işe yaramadı. Buna, savunma yapmayı bilmemesi, çabucak her kornerden gol yemesi de eklenince ortaya bu tablo çıktı. Sporting ikinci yarıda akan oyunda da yarım düzine gol konumu üretti, Beşiktaş bu baskıyı kıramadı, hepsi kaleyi bulan şuta dönüştü. Gerçekten Sporting’in 4. golü maç biterken geldi, Ersin bu şık vuruşta bu kere gole pürüz olamadı.
Sergen Yalçın “Buralar farklı” demişti. halbuki Beşiktaş “buralarda” hayli kısa müddet evvel kıymetli işler yapmıştı. Galiba bu arena Sergen Yalçın’a büyük geldi.