TerraNova
New member
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplumsal medya hesabı üzerinden bir görüntü paylaşarak gündemi kıymetlendirdi. Çalışma odasından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Bugün devletimize hizmet eden memurlarımıza yani bürokratlarımıza kıymetli bir konuda seslenmek istiyorum.” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Sizi de buna şahitlik etmeye davet ediyorum. Unutmayın, Türkiye Devleti’ni şahıs devletine dönüştürmüş bir kişi ve ailesi var. Bu şahsın ve ailesinin şahsi çıkarlarına hizmet etmeye zorlamış bir kısım devlet memurları var. Kimileri epeyce baskı altında. Bunun da olağan olarak farkındayız. Lakin unutulmamalıdır ki devlete değil, ferdî çıkarlara hizmet etmenin sorumluluğu var. TÜGVA rezaletini daima birlikte izliyoruz. Lağım kokusu bir daha her yeri sardı. Şahıs ve ailesi vakıf süsü verdikleri bir paralel yapı ile devleti zapturapt altına almaya çalışmış.” dedi.
Yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Herbiçimde neyi çaldıklarının farkındasınız. Çalınan çocuklarınızın memuriyetidir yani geleceğidir. Bu sistemde Erdoğan ve şürekasının kurdukları vakıfların tezgahından geçmeyenlerin, memur olmalarının neredeyse imkânsız hale getirildiği görülmektedir. Daha evvel memur olanların da nazaranvde yükselmeleri TÜGVA tezgahından geçmelerine bağlanmıştır. bu biçimdece kamuda yapmak istedikleri ne kadar yasa dışı iş, rant, mafyatik çıkar var ise bunları yapacak memur militanlar sisteme eklemlenmiştir. Artık hepimizin gördüğü, bildiği bir şey daha var. İktidarın değişmesine az kaldı. İktidar değiştiğinde soruşturmalar başlayacak ve eminim ki bu bürokratların bir kısmı ‘efendim buyruk aldık uygulamak zorunda kaldık’ diyeceklerdir.”
Kılıçdaroğlu, şair, muharrir Cenap Şahabettin’in lafına atıf yaparak kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İşte bunu diyerek sıyrılırım diye düşünen, sarayın baskısına boyun eğerek kanun dışına çıkmış o devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum. Cenap Şahabettin’in bir kelamı var. Der ki: ‘En ağır angarya faydasızlığından emin olduğunu işi görev namına ifa etmektir.’ Açıkça söylüyorum; görev namına mafyatik sisteme hizmet edemezsiniz. Kanun dışı işleri, buyruk olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin gururlu memurlarısınız. Kamil akla gelmeniz için, Kılıçdaroğlu ağabeyinizin, amcanızın bu size son davetidir.
18 Ekim Pazartesi itibariyle bu nizamın yasa dışı isteklerine verdiğiniz tüm takviyenin sorumluluğu size de ilişkin olmaya başlayacaktır. ‘Emir almıştım’ diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, pazartesi itibariyle durun. Bu yasa dışı, paralel sistemlerden elinizi eteğinizi çekin. Size bunları yaptıranlara farklı bir muamele olacak elbette. Zira Sadi’nin dediği üzere, ‘Zalimleri bağışlamak, fakirlere cefadır.’ söylemiş olduklerimi özetlemem gerekirse, Türkiye devleti bir daha halkın devleti olma yoluna girmiştir. Kurumları, bir şahsın ve ailesinin ahırına dönüştürenler, olağan olarak ki hesap verecektir.
TÜGVA gibisi vakıfların üzerine çöktükleri devletin malları, hazineye iade edilecektir. Sizler hala kendinizi bu pislikten sıyırma bahtına sahipsiniz. Bu talihi kullanın. Siz de şahit olun halkım. Konuşmama son vermedilk evvel, buradan bir selam göndermek istiyorum. Memur Teoman… Seni unuttuk zannetme kardeşim. Aklımızdasın, gönlümüzdesin, hakkını alacaksın.”
Kılıçdaroğlu, “Sizi de buna şahitlik etmeye davet ediyorum. Unutmayın, Türkiye Devleti’ni şahıs devletine dönüştürmüş bir kişi ve ailesi var. Bu şahsın ve ailesinin şahsi çıkarlarına hizmet etmeye zorlamış bir kısım devlet memurları var. Kimileri epeyce baskı altında. Bunun da olağan olarak farkındayız. Lakin unutulmamalıdır ki devlete değil, ferdî çıkarlara hizmet etmenin sorumluluğu var. TÜGVA rezaletini daima birlikte izliyoruz. Lağım kokusu bir daha her yeri sardı. Şahıs ve ailesi vakıf süsü verdikleri bir paralel yapı ile devleti zapturapt altına almaya çalışmış.” dedi.
Yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Herbiçimde neyi çaldıklarının farkındasınız. Çalınan çocuklarınızın memuriyetidir yani geleceğidir. Bu sistemde Erdoğan ve şürekasının kurdukları vakıfların tezgahından geçmeyenlerin, memur olmalarının neredeyse imkânsız hale getirildiği görülmektedir. Daha evvel memur olanların da nazaranvde yükselmeleri TÜGVA tezgahından geçmelerine bağlanmıştır. bu biçimdece kamuda yapmak istedikleri ne kadar yasa dışı iş, rant, mafyatik çıkar var ise bunları yapacak memur militanlar sisteme eklemlenmiştir. Artık hepimizin gördüğü, bildiği bir şey daha var. İktidarın değişmesine az kaldı. İktidar değiştiğinde soruşturmalar başlayacak ve eminim ki bu bürokratların bir kısmı ‘efendim buyruk aldık uygulamak zorunda kaldık’ diyeceklerdir.”
Kılıçdaroğlu, şair, muharrir Cenap Şahabettin’in lafına atıf yaparak kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İşte bunu diyerek sıyrılırım diye düşünen, sarayın baskısına boyun eğerek kanun dışına çıkmış o devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum. Cenap Şahabettin’in bir kelamı var. Der ki: ‘En ağır angarya faydasızlığından emin olduğunu işi görev namına ifa etmektir.’ Açıkça söylüyorum; görev namına mafyatik sisteme hizmet edemezsiniz. Kanun dışı işleri, buyruk olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin gururlu memurlarısınız. Kamil akla gelmeniz için, Kılıçdaroğlu ağabeyinizin, amcanızın bu size son davetidir.
18 Ekim Pazartesi itibariyle bu nizamın yasa dışı isteklerine verdiğiniz tüm takviyenin sorumluluğu size de ilişkin olmaya başlayacaktır. ‘Emir almıştım’ diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, pazartesi itibariyle durun. Bu yasa dışı, paralel sistemlerden elinizi eteğinizi çekin. Size bunları yaptıranlara farklı bir muamele olacak elbette. Zira Sadi’nin dediği üzere, ‘Zalimleri bağışlamak, fakirlere cefadır.’ söylemiş olduklerimi özetlemem gerekirse, Türkiye devleti bir daha halkın devleti olma yoluna girmiştir. Kurumları, bir şahsın ve ailesinin ahırına dönüştürenler, olağan olarak ki hesap verecektir.
TÜGVA gibisi vakıfların üzerine çöktükleri devletin malları, hazineye iade edilecektir. Sizler hala kendinizi bu pislikten sıyırma bahtına sahipsiniz. Bu talihi kullanın. Siz de şahit olun halkım. Konuşmama son vermedilk evvel, buradan bir selam göndermek istiyorum. Memur Teoman… Seni unuttuk zannetme kardeşim. Aklımızdasın, gönlümüzdesin, hakkını alacaksın.”