İmma neyin kısaltması ?

Elif

Global Mod
Global Mod
“İmma” Neyin Kısaltması? – Zamanın Diliyle Bir Hikâye

Bir forum gecesinde, sıcak çayım elimde, eski bir başlığı tıklayıverdim: “İmma neyin kısaltması?” Başlığı açan kişi, genç bir kadın kullanıcıydı: “Bugün biri bana ‘İmma geliyorum’ yazdı. Önce yazım hatası sandım ama meğer bir anlamı varmış. Merak ettim, sizce ‘imma’ sadece İngilizce kısaltması mı, yoksa bizim çağımızın bir ruh hali mi?”

O cümle zihnime mıh gibi çakıldı. Belki de bir kelime, bir dönemin ruhunu anlatabilirdi. O gece, forumun sıcak atmosferinde yazılan cevapların arasında bir hikâye doğdu.

---

1. Bölüm: Bir Sözcüğün Doğuşu

“İmma” aslında İngilizce “I’m gonna” (I am going to) ifadesinin kısaltmasıydı. Sosyal medya mesajlarında, özellikle 2000’lerin sonlarında, hızla yazmak isteyen gençlerin dilinden doğmuştu.

Ama hikâyemiz, sadece bir dilbilim meselesi değil; bir iletişim biçiminin dönüşüm öyküsüydü.

Bir düşünün: İnsanlık, her çağda kelimeleri kısaltarak zamandan tasarruf etmek istemiştir. Roma tabletlerinde bile kısaltmalar vardı. 21. yüzyılın “İmma”sı, aynı dürtünün dijital çağdaki yankısıydı. Ama bu kez mesele sadece zaman değildi; duyguların, niyetlerin, hatta stratejilerin de kısalmasıydı.

---

2. Bölüm: Karakterler Sahneye Çıkıyor

Forumda bu konu üzerine açılan tartışmada iki kullanıcı dikkat çekti: “Arda” ve “Selin.”

Arda, mühendis kökenliydi. Mantıkla yaklaşır, her tartışmada bir çözüm arardı.

Selin ise bir psikologtu; kelimelerin ardındaki duyguyu yakalamakta ustaydı.

Arda yazdı:

> “İmma, sadece bir zaman kazanma aracı. Stratejik düşünürsen, hızlı iletişimde avantaj sağlar.”

Selin cevapladı:

> “Ama bir kelimenin duygusunu kaybedersen, insanlığını da kaybedersin Arda. ‘İmma’ sadece hız değil, duygusal mesafeyi de temsil ediyor olabilir.”

O anda forum sessizleşti. Herkes düşünmeye başladı:

Bir kelime, gerçekten bir çağın duygusal yansıması olabilir miydi?

---

3. Bölüm: Dilin Stratejisi ve Empatisi

Arda’nın çözüm odaklı zihni, “dilin evrimi”ni bir mühendislik süreci gibi görüyordu.

“Bir sistemde verimlilik artıyorsa, bu gelişmedir,” diyordu.

Selin ise “dil, sadece bilgi değil; bağ kurma aracıdır,” diye karşı çıkıyordu.

Bu noktada iki yaklaşımın çatışması, insan doğasının iki yönünü de ortaya koyuyordu:

- Erkeklerin çoğu zaman stratejik düşünmesi,

- Kadınların ise ilişkisel, empatik boyutu savunması.

Ama bu hikâyede klişe yoktu. Arda da duygusuz değildi; sadece düzen severdi.

Selin de sadece duygusal değildi; analiz gücü kuvvetliydi.

Bu tartışma, aklın ve kalbin aynı masada buluşabileceğinin kanıtıydı.

---

4. Bölüm: “İmma”nın Toplumsal Aynası

Selin bir mesajında şöyle yazdı:

> “Dil, toplumun aynasıysa, ‘İmma’ da hız çağının yansıması. Hepimiz acele ediyoruz, kimse beklemiyor.

> Ama bu acelecilik, ilişkilerde de hissediliyor. Cümleler kısaldıkça, sabrımız da kısalıyor.”

Arda buna şu yanıtı verdi:

> “Belki de bu kısalık, netliktir. İmma demek, lafı dolandırmadan niyetini açıkça söylemektir.”

Bu noktada tartışma, sadece bir kelimenin anlamını değil, çağın ruhunu da sorgulamaya dönüştü.

“İmma” artık sadece bir kısaltma değil; dijital çağın “ben şimdi” diyen kimliğiydi.

---

5. Bölüm: Tarihsel Arka Plan – Dilden Kültüre

Tarih boyunca iletişim biçimleri, toplumların yapısını şekillendirmiştir.

Telgrafın icadı, sabrı öğretmişti.

Telefon, mesafeyi kısaltmıştı.

Sosyal medya ise zamanı yok etmişti.

“İmma” kelimesi de işte bu zincirin halkalarından biriydi.

Bir yanda hızla gelişen teknoloji; diğer yanda duygusal adaptasyon zorluğu.

Sosyolog Sherry Turkle’ın dediği gibi: “Bağlantı kuruyoruz ama konuşmayı kaybediyoruz.”

Forumda bazı kullanıcılar kendi örneklerini paylaştı.

Birisi, sevgilisinin sürekli “İmma call you later” yazmasından şikayetçiydi:

> “O ‘later’ hiç gelmiyor artık,” diyordu.

Bir diğeri, “İmma”nın sadece bir söz değil, bir kaçış biçimi olduğunu iddia etti:

> “İmma, ertelemenin modern hali. Söylemek istemediğimiz şeyleri zamana bırakıyoruz.”

---

6. Bölüm: Arda ve Selin’in Dönüm Noktası

Arda bir gün özel mesaj attı Selin’e:

> “İmma be honest with you… Bu tartışmadan çok şey öğrendim.

> Sanırım senin dediğin gibi, hız bazen duyguları siliyor.”

Selin cevapladı:

> “Ve senin dediğin gibi, bazen netlik de bir empati biçimi. Belki ikisi birlikte var olabilir.”

O günden sonra ikisi forumda ortak bir başlık açtı:

“Dijital Çağda Duygu Ekonomisi: Sözcüklerin Değeri”

Yüzlerce kullanıcı katıldı tartışmaya.

Bir kelime, bir topluluğu düşünmeye sevk etmişti.

---

7. Bölüm: Günümüz İçin Bir Yansıma

Bugün hâlâ “İmma” yazıyoruz.

Ama artık sadece bir hız göstergesi değil, bir tercih.

Ne zaman “İmma” dersek, aslında şunu soruyoruz kendimize:

> “Gerçekten niyetim var mı, yoksa sadece oyalıyor muyum?”

Bu soru, dijital çağın vicdan sorusudur.

Kelimelerin kısaldığı, duyguların hızla tüketildiği bir dünyada, anlamı koruyabilmek bir direniştir.

---

Son Söz: Senin “İmma”n Ne Anlatıyor?

Belki de hepimiz kendi “İmma”mızı taşıyoruz.

Kimi için bir söz verme biçimi,

Kimi için bir kaçış,

Kimi içinse sadece bir yazım kolaylığı.

Ama unutmamak gerek:

Her kelime, bir çağın karakterini taşır.

Senin kullandığın “İmma”, hangi çağın insanı olduğunu söylüyor olabilir.

> Peki senin “İmma”n hangi duygudan doğuyor?

> Gerçek bir niyet mi, yoksa sadece bir anlık kaçış mı?

---

Kaynaklar:

- Sherry Turkle, Alone Together: Why We Expect More from Technology and Less from Each Other (MIT Press, 2011).

- Oxford English Dictionary, “Imma (colloquial contraction of ‘I’m gonna’)”.

- Dijital dil ve toplumsal iletişim üzerine forum tartışmaları (2021–2024 arası).
 
Üst