TerraNova
New member
Bugünkü Kabine Toplantısı’nda kıymetli değerlendirmelerde bulunduk.
Türkiye, NATO’ya 13’üncü ülke olarak 1951’de katıldı. Türkiye ittifaka karşı sorumluluklarını bugüne kadar eksiksiz yerine getirmiştir. NATO’nun üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun ehemmiyeti bu süreçte bir defa daha görülmüştür. Yakın bölgelerde yaşanan problemlere bakıldığında NATO’nun inançlı şemsiye rolünü yerine getiremediği ortadadır.
Dağlık Karabağ, Suriye ve Irak’taki problemlerde NATO üzerine düşeni beklenen biçimde yapamadı.
‘DEAŞ’a karşı gerçek çabayı Türkiye yaptı’
Tepe boyunca gerçekleşen temaslarda, NATO konseptinin askeri ve siyasi boyutlarla günümüz kurallarına uygun biçimde geliştirilmesi gerektiğini paylaştık. NATO’nun sorumluluk alanları ile ilgili evvelarini müttefiklerimizin dikkatine sunduk. Güzel terörist berbat terörist ayrımının ne kadar yanlış ve çarpık bir anlayış yansıttığını tabir ettik. DEAŞ’a karşı tek gerçek çabayı Türkiye’nin yaptığını herkese anlattık.
9 bine yakın YTS’yi hudut dışı ettiğimizi, 100 binden çok kişi hudut dışı ettiğimizi bildirdik. Terörle uğraştan taviz vermeyeceğimizi bir sefer daha hatırlattık. Bu tepede gördük ki, Türkiye’nin NATO’da kıymetli bir yeri bulunmaktadır. Bu tepe, NATO’nun da kendini geliştirmesi gerektiği haklılığını bir kere daha ispatlamıştır.
Başkanlar ile görüşmeler
Aziz milletim, NATO Doruğu kapsamında çeşitli ülkelerin başkanlarıyla fazlaca daha kapsamlı mevzuların ele alındığı bir görüşme yaptık. Miçotakis, Biden ve Macron ile direkt temasları sıkılaştırma sonucu aldık. bu biçimdece sıkıntıların tahlili konusunda karşılıklı adımların atılması konusunda kararlılığımızı tabir ettik.
‘ABD ile üstesinden gelinmeyecek hiç bir problem yok’
Yaklık 17 yıllık bir geçmişimiz olan Sayın Biden ile, ülkelerimiz içinde yeni bir periyot başlatmak için bir ortaya geldik. Karşılıklı konumlarımızı bir sefer daha ortaya koydu. Kendisi ile hayli daha kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunduk. ABD ile üstesinden gelinmeycek hiç bir problemin bulunmadığını, tam tersine ikili ticari ilgilerimizin geliştirilmesi istikametinde mutabık kaldık. ABD ile diyalog kanallarımızı her alanda geliştirme suretiyle, Sayın Biden ile yakaladığımız bu iklimi geliştirmek konusunda kararlıyız.
Türkiye’nin tek talebi, egemenlik haklarını hürmet duyulması ve terörle uğraş konusunda takviye verilmesidir. ABD ile yakın ömüttefiklik bağlantısı geliştirmeye hazırız. ABD ile yeni bir periyodun kapılarını araladığımıza inanıyorum.
Salı günü sabaha yakın, Bakü’ye ulaştık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile işgalden kurtarılan Şuşa’ya hareket ettik.
Batı’ya Karabağ’ı görün dedik. Minsk Üçlüsü’nün bilhassa burayı görmesi lazım. Kim 30 yılda burayı ne hale getirmiş görün. Tarihi ve kültürel yapıtların, ağaçların yakılıp yıkıldığı bu hoş coğrafyanın ayağa kaldırılmasına şahsen şahit oldu. Azerbaycan tarihine damga vuran biroldukca isim Şuşa’dan çıkmıştır. İnşaallah bu hoş kent, kısa müddette mamur edilecektir.
Şuşa ile bir arada, Fuzuli, Kelbecer, Hocavend kentleri de birebir biçimde süratle mamur edilecektir. Karabağ’a bir daha hayat vermenin yanında, Azerbaycanlı kardeşlerimizin tekrar bu biçimde felaket yaşamaması için “Bir Millet İki Devlet” anlayışıyla hareket ediyoruz.
DETAYLAR GELİYOR
Türkiye, NATO’ya 13’üncü ülke olarak 1951’de katıldı. Türkiye ittifaka karşı sorumluluklarını bugüne kadar eksiksiz yerine getirmiştir. NATO’nun üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun ehemmiyeti bu süreçte bir defa daha görülmüştür. Yakın bölgelerde yaşanan problemlere bakıldığında NATO’nun inançlı şemsiye rolünü yerine getiremediği ortadadır.
Dağlık Karabağ, Suriye ve Irak’taki problemlerde NATO üzerine düşeni beklenen biçimde yapamadı.
‘DEAŞ’a karşı gerçek çabayı Türkiye yaptı’
Tepe boyunca gerçekleşen temaslarda, NATO konseptinin askeri ve siyasi boyutlarla günümüz kurallarına uygun biçimde geliştirilmesi gerektiğini paylaştık. NATO’nun sorumluluk alanları ile ilgili evvelarini müttefiklerimizin dikkatine sunduk. Güzel terörist berbat terörist ayrımının ne kadar yanlış ve çarpık bir anlayış yansıttığını tabir ettik. DEAŞ’a karşı tek gerçek çabayı Türkiye’nin yaptığını herkese anlattık.
9 bine yakın YTS’yi hudut dışı ettiğimizi, 100 binden çok kişi hudut dışı ettiğimizi bildirdik. Terörle uğraştan taviz vermeyeceğimizi bir sefer daha hatırlattık. Bu tepede gördük ki, Türkiye’nin NATO’da kıymetli bir yeri bulunmaktadır. Bu tepe, NATO’nun da kendini geliştirmesi gerektiği haklılığını bir kere daha ispatlamıştır.
Başkanlar ile görüşmeler
Aziz milletim, NATO Doruğu kapsamında çeşitli ülkelerin başkanlarıyla fazlaca daha kapsamlı mevzuların ele alındığı bir görüşme yaptık. Miçotakis, Biden ve Macron ile direkt temasları sıkılaştırma sonucu aldık. bu biçimdece sıkıntıların tahlili konusunda karşılıklı adımların atılması konusunda kararlılığımızı tabir ettik.
‘ABD ile üstesinden gelinmeyecek hiç bir problem yok’
Yaklık 17 yıllık bir geçmişimiz olan Sayın Biden ile, ülkelerimiz içinde yeni bir periyot başlatmak için bir ortaya geldik. Karşılıklı konumlarımızı bir sefer daha ortaya koydu. Kendisi ile hayli daha kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunduk. ABD ile üstesinden gelinmeycek hiç bir problemin bulunmadığını, tam tersine ikili ticari ilgilerimizin geliştirilmesi istikametinde mutabık kaldık. ABD ile diyalog kanallarımızı her alanda geliştirme suretiyle, Sayın Biden ile yakaladığımız bu iklimi geliştirmek konusunda kararlıyız.
Türkiye’nin tek talebi, egemenlik haklarını hürmet duyulması ve terörle uğraş konusunda takviye verilmesidir. ABD ile yakın ömüttefiklik bağlantısı geliştirmeye hazırız. ABD ile yeni bir periyodun kapılarını araladığımıza inanıyorum.
Salı günü sabaha yakın, Bakü’ye ulaştık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile işgalden kurtarılan Şuşa’ya hareket ettik.
Batı’ya Karabağ’ı görün dedik. Minsk Üçlüsü’nün bilhassa burayı görmesi lazım. Kim 30 yılda burayı ne hale getirmiş görün. Tarihi ve kültürel yapıtların, ağaçların yakılıp yıkıldığı bu hoş coğrafyanın ayağa kaldırılmasına şahsen şahit oldu. Azerbaycan tarihine damga vuran biroldukca isim Şuşa’dan çıkmıştır. İnşaallah bu hoş kent, kısa müddette mamur edilecektir.
Şuşa ile bir arada, Fuzuli, Kelbecer, Hocavend kentleri de birebir biçimde süratle mamur edilecektir. Karabağ’a bir daha hayat vermenin yanında, Azerbaycanlı kardeşlerimizin tekrar bu biçimde felaket yaşamaması için “Bir Millet İki Devlet” anlayışıyla hareket ediyoruz.
DETAYLAR GELİYOR