TerraNova
New member
DÜZGÜN Parti Ulusal Güvenlik Siyasetleri Lideri Nuri Okutan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk ordusunun Afganistan’da kalacağı istikametindeki bildirileri daha sonrasında bahis hakkında “Türkiye’nin üstlenmeye yemin ettiği askeri misyonun Taliban’la çatışmaya girilmesine yol açması ise aşikar bir ihtimaldir. Türkiye bu riske girmemelidir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Lideri Joe Biden ile yaptığı görüşmenin akabinde, “Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, bilhassa muhakkak bir dayanağın verilmesi isteniyorsa, Amerika’nın vereceği takviye değer arz ediyor. Afganistan’da Pakistan’ı da, Macaristan’ı da yanımıza alabiliriz. Şu an itibariyle bir mutabakat kelam konusu. Bir dert kelam konusu değil” açıklamasıyla Türk ordusunun Afganistan’da kalacağı iletisini vermişti.
DÜZGÜN Parti Ulusal Güvenlik Siyasetleri Lideri Nuri Okutan ise bahis hakkında yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Yeni Lideri Biden devrinde ABD ile alakaları istenen düzeye çekmek için iktidarın, ülkenin menfaatleri hisözüne birtakım ödünler vermeye başladığı görülmektedir. Bunlardan biri de, NATO misyonuna ve ABD’ye ilişkin askeri birliklerin Afganistan’dan çekilmesiyle Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın güvenliğini üstlenme teşebbüsüdür. Bu bahiste gereksiz biçimde öne atılınıp kelam verildiği ve mutabakata varıldığı anlaşılmaktadır. Türkiye, maalesef, Saray iktidarının ABD ile zoraki ve mecburi uzlaşma muhtaçlığının kurbanı edilmektedir. Gelinen noktada, ülkemiz stratejik paydaşlık ve müttefiklik bağını kaybettiği ABD’nin kullanışlı müttefikliğine sürüklenmiş görünmektedir.
“Riske girilmemeli”
Ülkenin büyük kısmında hakimiyet tesis ettiği bilinen, tüm yabancı güçlerin ve bu ortada Türkiye’nin askeri ögelerinin da ülkeden çekilmesini isteyen Taliban’ın birinci amacının Kabil’i ve öteki birtakım merkezleri ele geçirmek olduğu açıktır. Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın güvenliğini üstlenmesiyle Taliban’la çatışmaya girmesi ve iç çatışma ve hatta savaşta bir taraf haline gelmesi kaçınılmaz görünmektedir. ABD’nin çekilmesiyle farklı koalisyon ögeleri içinde ağır bir çatışma meydana gelmesi beklenmektedir. En aktif güç ise maalesef Taliban’dır. Türkiye’nin üstlenmeye yemin ettiği askeri misyonun Taliban’la çatışmaya girilmesine yol açması ise aşikar bir ihtimaldir. Türkiye bu riske girmemelidir.
“En yeterli vazife barış emelli diplomatik bir misyon üstlenmek”
Bizim ortaya sürmemiz gereken dostluğumuz, kardeşliğimiz, düzgün niyetimiz olmalıdır. İktidarın Biden’ın hışmından korunması uğruna devletimizin dost bir ülke ve kardeş bir halkla karşı karşıya gelmesi kabul edilemez. Türkiye’nin Afganistan’daki pozisyonu, askeri gücüyle taraflardan birinin yanında olmak değil, bütün taraflara eşit arada bulunmak olmalıdır. Ülkemiz, tarihe dayalı yakın bağlantılara sahip olduğu, toplumuyla dinî ve kültürel yakınlıklar taşıdığı Afganistan’da yapabileceği ve yapması gereken en uygun nazaranvi, insani ve barış emelli diplomatik bir misyonu üstlenmeli ve bunu NATO ya da ABD ismine değil, kendi teşebbüsüyle başlatıp yürütmelidir. Askeri varlıkla taraflardan birinin yanında iç çatışma ögesi haline düşmek, tahminen ABD’nin işine gelecektir ve lakin ne Türkiye’nin ne de Afganistan halkının faydasına olacaktır.” (ANKA)
Afganistan’ın yüzde 50’den çoksı Taliban’ın denetiminde
Son bilgilere bakılırsa, Afganistan’ın yaklaşık 90 ilçesinde Taliban’ın, 60’ında ise hükümet güçlerinin tam hakimiyeti bulunuyor.
Son olarak Afganistan’ın kuzeyindeki Sar-i Pul vilayetinin Sayyad ilçesinin denetimi Taliban’ın eline geçti.
Son 2 ayda ülke genelinde Taliban’ın denetimine geçen ilçe sayısı 15’i geçti.
Afganistan topraklarının büyük kısmında güvenlik güçleri ile Taliban içinde çekişme sürüyor, 407 ilçenin 250 kadarında çatışmalar devam ediyor.
Birleşmiş Milletler datalarına nazaran, Taliban, ülke topraklarının yüzde 50 ila 70’ini eline geçirmiş durumda. (AA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Lideri Joe Biden ile yaptığı görüşmenin akabinde, “Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, bilhassa muhakkak bir dayanağın verilmesi isteniyorsa, Amerika’nın vereceği takviye değer arz ediyor. Afganistan’da Pakistan’ı da, Macaristan’ı da yanımıza alabiliriz. Şu an itibariyle bir mutabakat kelam konusu. Bir dert kelam konusu değil” açıklamasıyla Türk ordusunun Afganistan’da kalacağı iletisini vermişti.
DÜZGÜN Parti Ulusal Güvenlik Siyasetleri Lideri Nuri Okutan ise bahis hakkında yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Yeni Lideri Biden devrinde ABD ile alakaları istenen düzeye çekmek için iktidarın, ülkenin menfaatleri hisözüne birtakım ödünler vermeye başladığı görülmektedir. Bunlardan biri de, NATO misyonuna ve ABD’ye ilişkin askeri birliklerin Afganistan’dan çekilmesiyle Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın güvenliğini üstlenme teşebbüsüdür. Bu bahiste gereksiz biçimde öne atılınıp kelam verildiği ve mutabakata varıldığı anlaşılmaktadır. Türkiye, maalesef, Saray iktidarının ABD ile zoraki ve mecburi uzlaşma muhtaçlığının kurbanı edilmektedir. Gelinen noktada, ülkemiz stratejik paydaşlık ve müttefiklik bağını kaybettiği ABD’nin kullanışlı müttefikliğine sürüklenmiş görünmektedir.
“Riske girilmemeli”
Ülkenin büyük kısmında hakimiyet tesis ettiği bilinen, tüm yabancı güçlerin ve bu ortada Türkiye’nin askeri ögelerinin da ülkeden çekilmesini isteyen Taliban’ın birinci amacının Kabil’i ve öteki birtakım merkezleri ele geçirmek olduğu açıktır. Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın güvenliğini üstlenmesiyle Taliban’la çatışmaya girmesi ve iç çatışma ve hatta savaşta bir taraf haline gelmesi kaçınılmaz görünmektedir. ABD’nin çekilmesiyle farklı koalisyon ögeleri içinde ağır bir çatışma meydana gelmesi beklenmektedir. En aktif güç ise maalesef Taliban’dır. Türkiye’nin üstlenmeye yemin ettiği askeri misyonun Taliban’la çatışmaya girilmesine yol açması ise aşikar bir ihtimaldir. Türkiye bu riske girmemelidir.
“En yeterli vazife barış emelli diplomatik bir misyon üstlenmek”
Bizim ortaya sürmemiz gereken dostluğumuz, kardeşliğimiz, düzgün niyetimiz olmalıdır. İktidarın Biden’ın hışmından korunması uğruna devletimizin dost bir ülke ve kardeş bir halkla karşı karşıya gelmesi kabul edilemez. Türkiye’nin Afganistan’daki pozisyonu, askeri gücüyle taraflardan birinin yanında olmak değil, bütün taraflara eşit arada bulunmak olmalıdır. Ülkemiz, tarihe dayalı yakın bağlantılara sahip olduğu, toplumuyla dinî ve kültürel yakınlıklar taşıdığı Afganistan’da yapabileceği ve yapması gereken en uygun nazaranvi, insani ve barış emelli diplomatik bir misyonu üstlenmeli ve bunu NATO ya da ABD ismine değil, kendi teşebbüsüyle başlatıp yürütmelidir. Askeri varlıkla taraflardan birinin yanında iç çatışma ögesi haline düşmek, tahminen ABD’nin işine gelecektir ve lakin ne Türkiye’nin ne de Afganistan halkının faydasına olacaktır.” (ANKA)
Afganistan’ın yüzde 50’den çoksı Taliban’ın denetiminde
Son bilgilere bakılırsa, Afganistan’ın yaklaşık 90 ilçesinde Taliban’ın, 60’ında ise hükümet güçlerinin tam hakimiyeti bulunuyor.
Son olarak Afganistan’ın kuzeyindeki Sar-i Pul vilayetinin Sayyad ilçesinin denetimi Taliban’ın eline geçti.
Son 2 ayda ülke genelinde Taliban’ın denetimine geçen ilçe sayısı 15’i geçti.
Afganistan topraklarının büyük kısmında güvenlik güçleri ile Taliban içinde çekişme sürüyor, 407 ilçenin 250 kadarında çatışmalar devam ediyor.
Birleşmiş Milletler datalarına nazaran, Taliban, ülke topraklarının yüzde 50 ila 70’ini eline geçirmiş durumda. (AA)