Polis vatandaşa küfür edebilir mi ?

Cinar

Global Mod
Global Mod
Polis Vatandaşa Küfür Edebilir mi? Gücün Sınırları, Saygının Bedeli

Selam forumdaşlar,

Bugün biraz hassas ama bir o kadar da konuşulması gereken bir konuyu açmak istiyorum. Çünkü hepimizin başına gelebilecek bir durumdan bahsediyoruz: Polis ile vatandaş arasındaki o ince, kırılgan ilişki.

Bir arkadaşım geçen hafta yolda durdurulmuş. Ehliyet kontrolü sırasında bir tartışma çıkmış, derken polis memuru sinirlenmiş ve ağzından hiç yakışmayacak kelimeler dökülmüş. Arkadaşım şokta. “Ben suç işlemedim, ama azarlanıp aşağılandım,” diyor.

Peki bu durumda ne olur? Gerçekten polis vatandaşa küfür edebilir mi?

Hadi gelin bu sorunun etrafında hem duygusal hem de hukuki bir gezintiye çıkalım.

---

1. Yasalar Ne Diyor? Gücün Sınırını Kanun Çizer

Türk Ceza Kanunu’nda “hakaret” suçu gayet açık şekilde tanımlanmıştır (TCK Madde 125). Kısacası, kim olursa olsun — ister memur, ister vatandaş — bir başkasına onur kırıcı söz söylerse bu bir suçtur.

Üstelik Yargıtay’ın kararlarında da defalarca vurgulanmıştır:

> “Kamu görevlisinin görev sırasında vatandaşa hakaret etmesi, görevi kötüye kullanma ve hakaret suçlarını oluşturur.”

Yani evet, bir polis memuru da küfür ederse yasal olarak suç işlemiş olur.

Fakat işin uygulama kısmı ne yazık ki biraz daha bulanık. Çünkü sokakta yaşanan bir olayı kanıtlamak, hele ki otoriteyle yaşanıyorsa, çoğu zaman zordur. Ses kaydı yoksa, tanık yoksa, olay “söz” düzeyinde kalır.

Ama yine de unutmayalım: Küfür, hiçbir şartta görev tanımına dahil değildir.

---

2. Güç Dengesizliği: Üniformanın Ağırlığı

Bir vatandaşla bir polis karşı karşıya geldiğinde, masada eşit iki taraf yoktur. Çünkü bir tarafın elinde devletin gücü vardır. Bu nedenle polis davranışında sorumluluk payı iki kat fazladır.

Küfür ya da hakaret, sadece bir kelime değildir; bir güç gösterisidir.

Bu durum, özellikle genç erkeklerde farklı yankı buluyor. Çünkü erkekler genelde “mantık” ve “kontrol” üzerinden tepki verir. “Ben de karşılık versem olay büyür” diye düşünür ama içten içe saygısızlığa tahammül edemez.

Kadınlarda ise durum daha duygusaldır. Kadınlar genellikle “neden bana böyle davrandı?” sorusunu içselleştirir, olayın toplumsal yanını sorgular. Yani erkek çözüm arar, kadın anlam arar.

Ama ikisi de aynı noktada birleşir: Saygısızlık kimseye yakışmaz.

---

3. Gerçek Hayattan Bir Hikâye: “Dur” Dedi, “Durum Ne?” Dedim

Geçen sene bir vatandaş, Ankara’da rutin bir çevirmede durdurulmuş. Kimlik kontrolü sırasında polis, alaycı bir tonda konuşmuş. Vatandaş “memur bey, bu şekilde konuşmanız hoş değil” deyince, olay büyümüş. Küfürleşme noktasına kadar gitmiş.

Olay mahkemeye taşındı. Vatandaş elindeki ses kaydını sundu. Sonuç mu? Polis disiplin cezası aldı ve hakaret suçundan hüküm giydi.

Bu olay, aslında herkes için bir ders niteliğinde. Çünkü otorite, denetimsiz kaldığında saygı erir.

---

4. Polislik Zor Meslek, Ama Küfür Kolay Çıkış

Şunu da kabul edelim: Polis olmak kolay değil. Gecesi gündüzü belli değil, stres yüksek, sürekli insanla muhataplar.

Ama işte tam da bu yüzden, duygusal denge en çok onlarda gerekli.

Bir erkek polis için öfkesini kontrol etmek, bir savaş gibi olabilir. “Ben otoriteyim, laf yedirmem” psikolojisi baskın çıkar.

Bir kadın polis içinse durum daha empatik bir şekilde gelişir. “Vatandaş neden öyle davrandı, acaba korktu mu?” diye düşünebilir.

Bu farklar, kadın ve erkek polislerin kriz anlarındaki yaklaşımlarında bile hissediliyor. Kadın polislerin daha az oranda şikâyet edilmesi tesadüf değil.

---

5. İstatistikler Ne Diyor? Küfür, Gerginliğin Dili

Adalet Bakanlığı verilerine göre, son 5 yılda polis hakkında yapılan “hakaret ve kötü muamele” şikayetleri %30 artmış durumda.

Bu şikayetlerin çoğu sonuçsuz kalıyor, çünkü delil eksikliği var. Ancak bu bile toplumun algısını gösteriyor: Vatandaşın güven duygusu zedeleniyor.

Küfür, kısa vadede bir “rahatlama” sağlayabilir ama uzun vadede otoriteyi aşındırır. Çünkü küfür, iletişimin bitip baskının başladığı noktadır.

---

6. Toplum Cephesinden Bakış: “Küfürle Güven Olmaz”

Kadınlar genelde olaya “toplumsal huzur” açısından bakıyor. “Devleti temsil eden biri bana bağırırsa, kime güveneceğim?” diyorlar.

Erkekler ise “Ben vatandaşım, ben de erkek adamım, bana bağırmasın” refleksiyle tepki veriyor.

Bu iki bakış birleşince ortaya net bir tablo çıkıyor: İnsanlar güce değil, adalete saygı duymak istiyor.

Bir polis, küfür ettiği anda sadece bir vatandaşı değil, aynı zamanda toplumun devlete olan inancını da yaralıyor. Çünkü vatandaşın gözünde polis = devlet.

---

7. Küfür Yerine İletişim: Çözüm Mümkün mü?

Evet, mümkün.

Bazı illerde “empatik iletişim” eğitimleri veriliyor. Polislerin vatandaşla çatışma yerine diyalog kurması hedefleniyor.

Bu tarz programlar, sahada fark yaratıyor. Çünkü unutmayalım: İyi iletişim, en etkili caydırıcılıktır.

Vatandaş da aynı şekilde öfke yerine sakinliğe sarıldığında, ortam bir anda değişiyor.

---

8. Forumdaşlara Sorular: Sizce Çizgi Nerede Çekilmeli?

Şimdi söz sizde:

- Sizce bir polis vatandaşa bağırırsa, bu otorite midir yoksa zayıflık mı?

- Küfür eden bir polis cezalandırılmalı mı, yoksa “insanlık hali” diye mi bakılmalı?

- Kadın polislerin olaylara yaklaşımı sizce neden daha yumuşak?

- Bir vatandaş olarak siz, saygı gördüğünüz bir polisle mi daha işbirlikçi olursunuz yoksa korku salan biriyle mi?

Forumdaşlar, bu konuyu birlikte konuşalım. Çünkü küfür sadece bir kelime değil, bir sistemin aynası.

Ve belki de gerçek değişim, bu aynaya dürüstçe bakabilmekle başlar.
 
Üst