Exxo
New member
KARAR/ALMANYA
Stefan Kuntz’un Türkiye’ye gitmesinin Alman Futbol Federasyonu (DFB) için büyük bir kayıp olduğu belirtilen yazıda DFB’nin bu gidişi engelleyememesi de eleştirildi. Kuntz’un ‘’sabırsızlıkla ve kendine mahsus iyimserlikle”, Türk Ulusal Ekibi ile geliri güzel, üç yıllık anlaşma’’ yaptığı belirtilen yazıda hocanın ‘’Türk oyuncularının potansiyelini tanıyorum. Bu oyunculara tertip ve yapısallık katkısı vereceğiz’’ kelamlarına yer verdi.
Gazetede ‘’Tüm Kalbiyle’’ başlığı ile yayınlanan yoruma bakılırsa Kuntz genç futbolcuları coşturan, kanatlandıran bir teknik yönetici. Ekip ruhu prensibine inanıyor ve bunu sağlayabiliyor. Hoca olumlu tabiatı, hazırcevaplığı, ikna kabiliyeti ve sportif bilgisiyle genç yeteneklerden kazanan bir grup yaratıyor.
Kuntz’un turnuvalarda başarılı biri isim olduğuna dikkat çekilen yazıda Alman U-21 grubuyla 2017 ve 2021 yılında Avrupa şampiyonu ve 2019 yılında ise Avrupa ikincisi olduğuna dikkat çekildi. Kuntz’un 2023 yılına kadar muahedesi bulunmasına karşın DFB’nin kendisini özgür bırakması ise eleştirildi.
Alman Ulusal Kadrosu için ön görüşmeler yapmasına karşın bunun gerçekleşmemesi ve Bundesliga için birkaç kulüple yapılan görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması kendisini kızdırmış. Olimpiyatlarda başarısız bir turnuva geçirmesi bu kızgınlığa bağlanırken, başarılı olduğu biçimde küçümsenen Kuntz’un Türkiye macerasına atılmasında bu kızgınlığın da rol oynadığı tez ediliyor.
Futbol tutkusu yüksek bir kişi olarak nitelendirilen Kuntz’un vakit buldukça doğduğu ve yaşadığı Neuenkirchen kentinin FC Furpach yaşlılar ekibinde forma giydiği bildiriliyor. Kuntz mesleği boyunca ayakları yere basan, sıkıntı olmayan, fikir ve icraata pratik birisi olarak biliniyor.
FC Kaiserslautern kulübünde 2009 ve 2016 yılları içinde başkanlık yapan Kuntz’u bu yöneticilik periyodunun pek başarılı geçmediği belirtiliyor. Lakin Kunz futbolla yakın temasa girdiğinde adeta bir hayat sanatkarı üzere insanları kendisi ve gayeleri için kazanmasını biliyor. Yorumda Türklerin, ahenk ve ortak eser yaratma konusunda uzman olan Kuntz’u elde ettikleri için sevinmeleri gerektiği tabir ediliyor.
Kuntz’un Türkiye’de tarih yazmak istediği belirtilen yazıda, hocanın basın toplantısında söylemiş olduği ‘’Ben en Alman Türk ya da en Türk Almak istiyorum’’ kelamlarına yer verildi.
Stefan Kuntz’un Türkiye’ye gitmesinin Alman Futbol Federasyonu (DFB) için büyük bir kayıp olduğu belirtilen yazıda DFB’nin bu gidişi engelleyememesi de eleştirildi. Kuntz’un ‘’sabırsızlıkla ve kendine mahsus iyimserlikle”, Türk Ulusal Ekibi ile geliri güzel, üç yıllık anlaşma’’ yaptığı belirtilen yazıda hocanın ‘’Türk oyuncularının potansiyelini tanıyorum. Bu oyunculara tertip ve yapısallık katkısı vereceğiz’’ kelamlarına yer verdi.
Gazetede ‘’Tüm Kalbiyle’’ başlığı ile yayınlanan yoruma bakılırsa Kuntz genç futbolcuları coşturan, kanatlandıran bir teknik yönetici. Ekip ruhu prensibine inanıyor ve bunu sağlayabiliyor. Hoca olumlu tabiatı, hazırcevaplığı, ikna kabiliyeti ve sportif bilgisiyle genç yeteneklerden kazanan bir grup yaratıyor.
Kuntz’un turnuvalarda başarılı biri isim olduğuna dikkat çekilen yazıda Alman U-21 grubuyla 2017 ve 2021 yılında Avrupa şampiyonu ve 2019 yılında ise Avrupa ikincisi olduğuna dikkat çekildi. Kuntz’un 2023 yılına kadar muahedesi bulunmasına karşın DFB’nin kendisini özgür bırakması ise eleştirildi.
Alman Ulusal Kadrosu için ön görüşmeler yapmasına karşın bunun gerçekleşmemesi ve Bundesliga için birkaç kulüple yapılan görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması kendisini kızdırmış. Olimpiyatlarda başarısız bir turnuva geçirmesi bu kızgınlığa bağlanırken, başarılı olduğu biçimde küçümsenen Kuntz’un Türkiye macerasına atılmasında bu kızgınlığın da rol oynadığı tez ediliyor.
Futbol tutkusu yüksek bir kişi olarak nitelendirilen Kuntz’un vakit buldukça doğduğu ve yaşadığı Neuenkirchen kentinin FC Furpach yaşlılar ekibinde forma giydiği bildiriliyor. Kuntz mesleği boyunca ayakları yere basan, sıkıntı olmayan, fikir ve icraata pratik birisi olarak biliniyor.
FC Kaiserslautern kulübünde 2009 ve 2016 yılları içinde başkanlık yapan Kuntz’u bu yöneticilik periyodunun pek başarılı geçmediği belirtiliyor. Lakin Kunz futbolla yakın temasa girdiğinde adeta bir hayat sanatkarı üzere insanları kendisi ve gayeleri için kazanmasını biliyor. Yorumda Türklerin, ahenk ve ortak eser yaratma konusunda uzman olan Kuntz’u elde ettikleri için sevinmeleri gerektiği tabir ediliyor.
Kuntz’un Türkiye’de tarih yazmak istediği belirtilen yazıda, hocanın basın toplantısında söylemiş olduği ‘’Ben en Alman Türk ya da en Türk Almak istiyorum’’ kelamlarına yer verildi.