TerraNova
New member
Partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda gündeme ait açıklamalarda bulunan MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, “Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Seçimler 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.” tabirlerini kullandı.
Bahçeli konuşmasında şunları söylemiş oldu:
“Türkiye, diğerlerinin yazdığı bölgesel senaryolarda figüran olmayacak kadar kıymetli, kıymetli ve kuvvetli bir ülke; diplomasi geleneği ise dublaja ve suflöre gerek duymayacak kadar esaslı ve derindir. Bize bakılırsa her cumhuriyet hükümeti, başkentimiz Ankara’yı merkezine alan projeleri cazibe merkezi haline dönüştürmeli, milletimizin yüzlerce yıllık kucaklayıcı kültürü Türkiye’nin etrafında bir çekim alanı oluşturmalıdır.
Çok şükür şu anda olan da budur. Türkiye’yi global projelerin, bölgesel taşeronluğunu yapacak kadar aciz ve prensipsiz bir ülke olarak nazarannler zillete düşmüş bir avuç kimliksizdir. Ülkemizin memleketler arası toplulukta attığı her adım, ince hesaplar ve derin tahliller kararıdur; ulusal beka ve ulusal prestij, ham hayaller ve sıradan meşruiyet arayışlarının üstündedir. Memleketler arası bağların, üzerine hesapsızca atlanarak deneneceği, tutmayınca da “ne yapalım meyyit doğdu” denilerek üstünün toprakla örtüleceği bir ‘mevta’ olmadığı şuuruyla ülkemizin hak ve çıkarları hamasetle savunulmaktadır.
Muhalefet bugüne kadar geldiği yolda taviz ve tam teslimiyetle “ölü doğmuş” yahut “çökmeye mahkum” diğer projelerin figüranı olmaya talipken, Cumhur İttifakı dünyanın her köşesinde Türkiye’yi aziz millet varlığının beklentileri doğrultusunda savunmaktadır. Türkiye içte ve dışta var olan sıkıntılarını aşacak çaptadır, cesarettedir, yeterliliktedir. Geçmişte epeyce daha müşkül durumları aşmayı da başarmıştır.”
Bahçeli konuşmasında şunları söylemiş oldu:
“Türkiye, diğerlerinin yazdığı bölgesel senaryolarda figüran olmayacak kadar kıymetli, kıymetli ve kuvvetli bir ülke; diplomasi geleneği ise dublaja ve suflöre gerek duymayacak kadar esaslı ve derindir. Bize bakılırsa her cumhuriyet hükümeti, başkentimiz Ankara’yı merkezine alan projeleri cazibe merkezi haline dönüştürmeli, milletimizin yüzlerce yıllık kucaklayıcı kültürü Türkiye’nin etrafında bir çekim alanı oluşturmalıdır.
Çok şükür şu anda olan da budur. Türkiye’yi global projelerin, bölgesel taşeronluğunu yapacak kadar aciz ve prensipsiz bir ülke olarak nazarannler zillete düşmüş bir avuç kimliksizdir. Ülkemizin memleketler arası toplulukta attığı her adım, ince hesaplar ve derin tahliller kararıdur; ulusal beka ve ulusal prestij, ham hayaller ve sıradan meşruiyet arayışlarının üstündedir. Memleketler arası bağların, üzerine hesapsızca atlanarak deneneceği, tutmayınca da “ne yapalım meyyit doğdu” denilerek üstünün toprakla örtüleceği bir ‘mevta’ olmadığı şuuruyla ülkemizin hak ve çıkarları hamasetle savunulmaktadır.
Muhalefet bugüne kadar geldiği yolda taviz ve tam teslimiyetle “ölü doğmuş” yahut “çökmeye mahkum” diğer projelerin figüranı olmaya talipken, Cumhur İttifakı dünyanın her köşesinde Türkiye’yi aziz millet varlığının beklentileri doğrultusunda savunmaktadır. Türkiye içte ve dışta var olan sıkıntılarını aşacak çaptadır, cesarettedir, yeterliliktedir. Geçmişte epeyce daha müşkül durumları aşmayı da başarmıştır.”