TerraNova
New member
AK Parti Küme Başkanvekili AK Parti Küme Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Akbaşoğlu, İstanbul’da CHP’li belediye idaresinin meteorolojinin ikazlarına karşın durumu sevk ve yönetim edemediğini savunarak, “Bu süreçlerde ortaya çıkan yaklaşımda olgular yerine algılarla siyaset yapıldığının, palavraya dayalı, illüzyona dayalı siyasetin en son örneklerini İstanbul’da yaşanan hadiseler bir kere daha ortaya koydu. Evvel yalanlanan ve çabucak sonrasında kabullenmek durumunda kalınan, saatlerce bir büyükelçi ile karda kışta işin sevk ve yönetiminde olması gerekenlerin daima bir arada bu gerçeği örtme bakımından, mağduriyet yaşayanların trollükle suçlandığı, hakaretin ortaya konduğu sürece tanıklık ettik. Biz hakaretin değil, hizmetin yanındayız.” tabirlerini kullandı.
Akbaşoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun İngiltere büyükelçisi ile buluşması konusunda, “Sayın Kılıçdaroğlu bu karda kışta İstanbul ve İstanbulluyla ilgilenmesi gerekirken, üç saatini büyükelçiye ayıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na hesap sordu mu? Son hadiselerde CHP zihniyetinin İstanbul’da nasıl çakıldığı, beceriksizlik ve koordinasyonsuzlukla İstanbul’u ve İstanbulluyu nasıl mağdur ettiği görülmüştür.” biçiminde konuştu.
CHP’nin cumhurbaşkanına yapılan hakaretin hata olmaktan çıkarılmasına ait kanun teklifi verdiğini hatırlatan Akbaşoğlu, “Anayasa’nın 104. hususu Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve milletimizi temsil ettiği, TBMM ismine orduların baş kumandanı sıfatına haiz bulunduğunu söz eder. Bu hususta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten daha sonra yapılmış bir düzenleme değildir. Cumhurbaşkanına hakaret hukuk sistemlerinde kabahat olarak ve müstakil cürüm olarak kıymetlendirilmek suretiyle hukuk tertiplerinde yerini almıştır. 1926’dan bugüne kadar cumhurbaşkanına hakaret müstakil bir cürümdür.” diye konuştu.
Akbaşoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ‘Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçiyor’ kelamlarına ait soruya, “HDP’nin merkezinde bulunduğu ittifak yamalı bohça ittifakı. Yamalı bohça ittifakının dikişlerinin tutmayacağı net olarak her olayda kendini gösteriyor. Türkiye’de her türlü demokratikleşmenin, özgürleşmenin yolu 81 vilayetiyle, 84 milyon insanıyla millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya konmaktadır. Burada milletimizin geleceğinin şekilleneceği, daha fazla refahın arttırılması, özgürlüğün arttırılmasına ait düzenlemeler milletin ve demokrasinin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisinde tecelli edecektir.” diye karşılık verdi.
İmamoğlu’nun büyükelçi ile görüşmesine ait soru üzerine ise Akbaşoğlu, “Tencere tabanın kara, seninki benden kara üzere açmaz ilgiler ağına yanlışsız yuvarlanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili CHP’li bir büyükşehir belediye lideri, memleketler arası karar vericilerin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğine ait açıklama yapmıştı. Bu çerçevede bir görüşme trafiği midir?” karşılığını verdi.
Akbaşoğlu, İstanbul’da CHP’li belediye idaresinin meteorolojinin ikazlarına karşın durumu sevk ve yönetim edemediğini savunarak, “Bu süreçlerde ortaya çıkan yaklaşımda olgular yerine algılarla siyaset yapıldığının, palavraya dayalı, illüzyona dayalı siyasetin en son örneklerini İstanbul’da yaşanan hadiseler bir kere daha ortaya koydu. Evvel yalanlanan ve çabucak sonrasında kabullenmek durumunda kalınan, saatlerce bir büyükelçi ile karda kışta işin sevk ve yönetiminde olması gerekenlerin daima bir arada bu gerçeği örtme bakımından, mağduriyet yaşayanların trollükle suçlandığı, hakaretin ortaya konduğu sürece tanıklık ettik. Biz hakaretin değil, hizmetin yanındayız.” tabirlerini kullandı.
Akbaşoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun İngiltere büyükelçisi ile buluşması konusunda, “Sayın Kılıçdaroğlu bu karda kışta İstanbul ve İstanbulluyla ilgilenmesi gerekirken, üç saatini büyükelçiye ayıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na hesap sordu mu? Son hadiselerde CHP zihniyetinin İstanbul’da nasıl çakıldığı, beceriksizlik ve koordinasyonsuzlukla İstanbul’u ve İstanbulluyu nasıl mağdur ettiği görülmüştür.” biçiminde konuştu.
CHP’nin cumhurbaşkanına yapılan hakaretin hata olmaktan çıkarılmasına ait kanun teklifi verdiğini hatırlatan Akbaşoğlu, “Anayasa’nın 104. hususu Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve milletimizi temsil ettiği, TBMM ismine orduların baş kumandanı sıfatına haiz bulunduğunu söz eder. Bu hususta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten daha sonra yapılmış bir düzenleme değildir. Cumhurbaşkanına hakaret hukuk sistemlerinde kabahat olarak ve müstakil cürüm olarak kıymetlendirilmek suretiyle hukuk tertiplerinde yerini almıştır. 1926’dan bugüne kadar cumhurbaşkanına hakaret müstakil bir cürümdür.” diye konuştu.
Akbaşoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ‘Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçiyor’ kelamlarına ait soruya, “HDP’nin merkezinde bulunduğu ittifak yamalı bohça ittifakı. Yamalı bohça ittifakının dikişlerinin tutmayacağı net olarak her olayda kendini gösteriyor. Türkiye’de her türlü demokratikleşmenin, özgürleşmenin yolu 81 vilayetiyle, 84 milyon insanıyla millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya konmaktadır. Burada milletimizin geleceğinin şekilleneceği, daha fazla refahın arttırılması, özgürlüğün arttırılmasına ait düzenlemeler milletin ve demokrasinin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisinde tecelli edecektir.” diye karşılık verdi.
İmamoğlu’nun büyükelçi ile görüşmesine ait soru üzerine ise Akbaşoğlu, “Tencere tabanın kara, seninki benden kara üzere açmaz ilgiler ağına yanlışsız yuvarlanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili CHP’li bir büyükşehir belediye lideri, memleketler arası karar vericilerin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğine ait açıklama yapmıştı. Bu çerçevede bir görüşme trafiği midir?” karşılığını verdi.